Çok sevdik! ''Arapdüzü Doğa Parkı'' - birazgamzeden

13 Nisan 2019 Cumartesi

Çok sevdik! ''Arapdüzü Doğa Parkı''


    Nisan ayının ilk haftalarında Çeçeva Köyü'ne gitmek için evden çıktığımız bir günde havanın sıcaklığından biraz olsun rahatlamak için gidelim dedik Arapdüzü Doğa Parkı'na.. Doğruyu söylemek gerekirse çok fazla beklentimiz yoktu. Rotamıza koyma amacımız ise Çeçeva Köyü'ne yakın bir mesafede olmasıydı. Yaklaşık 45 dklık süren yolculuğumuz sonunda parka ulaşmıştık...

   Bir rivayete göre parkın yapıldığı bölgeden çok eskiden Arap ülkelerine giden kervan geçermiş. Yöre halkı bu yüzden bölgeye Arapdüzü ismini verdiği için parkın ismi de bu şekilde kalmış. Bölgeye harita ve yol boyunca görebileceğiniz tabelalar yardımıyla çok kolay ulaşabilirsiniz. Güneysu ilçesine bağlı ve Kıbledağı köyü sınırları içerisinde yer alan Arapdüzü Doğa Parkı rakımı ortalama 1800 m civarlarında ve 5 yıldır hizmet vermekte. 



    Alana girince önce çardakların bulunduğu alan dikkatimizi çekti. Karların hala erimemiş olması şaşırtıcıydı. Görüntü öyle netti ki bu alanda oturarak biraz manzaranın tadını çıkardık. Burada ahşap teras tarzında manzarayı izleyebileceğiniz bir alan bulunuyor.

   Etrafımıza bakınca ileride şelale ve şelaleye doğru bir yürüyüş parkuru olduğunu farkettik. Tam da istediğimiz gibiydi, yazın geldiğini hissettiren kavurucu sıcaktan kaçma isteğimiz bu parkurda sonlandı:) kavurucu diyorum çünkü havanın 20 derece olacağını hiç tahmin etmiyorduk ve kazak giymiştik. Şelaleye ulaşabilmek için parkuru devam ettikçe çok güzel manzaralara şahit olduk. Yürüyüş parkuru boyunca ahşap köprülere denk geliyorsunuz. Doğanın bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılmış olan bu köprü benim gerçekten hoşuma gitti. Hatta köprüden geçerken kendimizi macera parkında gibi hissettik.



       Şelalenin sesi geliyordu fakat biz bir türlü ulaşamıyorduk. Derken şelaleyi görebilmek zorlu parkurları henüz tamamlamadığımızı gördük. Karşımıza taş basamaklardan oluşan yeni bir yol daha çıktı.


        


   Bol bol fotoğraf çektiren güzelim yürüyüş parkuru bir anda benim için işkenceye dönüştü. Çünkü ayağımdaki rahatsızlık dolayısıyla giydiğim açık ayakkabı ile şelaleye giden yolu biraz zor tamamladım. Ama sonunda yine gerçekten bizi mutlu eden bir görüntü. Şelaleyi görmüştük ama daha çıktığımız yerin daha da tepesi vardı. Son gayret devam ettik ve bi kat daha yukarıya çıktık. Hatta daha da devamı vardı ama ben pes ettim. Karşılaşmış olduğum manzara beni son derece mutlu ettiği için gidiş yolumuzu sonlandırdık ve dönüşe geçtik. Açık ayakkabı giymek zorunda olmasam asla pes etmezdim de neyse.. :)


    Elbette kişiye göre değişir ama sanırım biz büyük bir beklentiyle gitmediğimiz için karşılaştığımız herşey bizi çok mutlu etti. İyi ki geldik, dediğimiz yerler listesine ekledik burayı da. Yolunuz Güneysu taraflarına düşerse bence uğramanız gereken yerlerden biri. Öğlen saatlerine Çeçeva Köyü ve ardından Arapdüzü Doğa Parkı'ndan sonra epey yorulmuştuk. Artık Emre'nin karnından gelen sesleri duyabiliyordum. Hemen yemek için harekete geçtik.

   Trabzon'a dönüş yolunda Sürmene'de bulunan Bozo Pide'ye uğramadan eve geçmek olmazdı. Daha önce çok meşhur olduğunu duymuştuk ama gelmek bugüne kısmetmiş diyince, Emre epey sevindi. Kısacası böyle bir günü harika bir pideyle bitirmek yakışırdı diye düşündük. Çok da yakıştı:))

   Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle,

Hoşçakalın,
Gamze











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder